İlk Kayıt : Üner Eyüboğlu Arşivi Düzenleyen : Sıdıka Su Stüdyo : Paris Stüdyoları Yıl : 1986 Kapak Fotoğrafı : İlhan Ertel Plak Kapağı Grafik Düzenleme : Semih Balcıoğlu CD Grafik Düzenleme : İlhan Bilge
Şu karşı yaylada göç katar katar Bir güzel sevdası serimde tüter Bu ayrılık bana ölümden beter Geçti dost kervanı eğleme beni Şu benim sevdiğim başta oturur Bir güzelin derdi beni bitirir Bu ayrılık bize zulüm getirir Geçti dost kervanı eğleme beni Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım Aşıp yüce dağı engin düşelim Çok nimetin yedik helallaşalım Geçti dost kervanı eğleme beni
Pir Sultan Abdal / Ruhi Su
Nesini söyleyim canım efendim Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim Arzuhal eylesem deftere sığmaz Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim Benim bu gidişe aklım ermiyor Fukara halini kimse bilmiyor Padişah sikkesi selam vermiyor Kefensiz kalacak ölümüz bizim Serdari halimiz böyle n'olacak Kısa çöp uzundan hakkın alacak Mamurlar yıkılıp viran olacak Akıbet dağılır elimiz bizim
Serdari / Ruhi Su
Bu ne acaip bilmece Ne gündüz biter ne gece Kime söyleriz derdimizi Ne hekim anlar ne hoca Kimi işinde gücünde Kiminin donu yok kıçında Ağız var kulak var burun var Ama hepsi başka biçimde Kimi peygambere inanır Kimi saat köstek donanır Kimi katip olmuş yazı yazar Kimi sokaklarda dilenir
Bu düzen böyle mi gidecek Pireler filleri yutacak Yedi nüfuslu haneye Üç buçuk tayın yetecek Karışık bir iş vesselam Deli dolu yazar kalem Yazdığı da ne İpe sapa gelmez kelam
Orhan Veli
Ağ deveyi katerlemiş gidiyor Türkmen kızı bir ormanın içinde Sırtında bir çocuk deve güdüyor Türkmen kızı bir ormanın içinde Lilim ne güzel, yandım ne güzel
Çıktı yol üstüne beni bağladı Çocuğuna meme verdi eğledi Erzurumlu olduğunu söyledi Türkmen kızı bir ormanın içinde Lilim ne güzel, yandım ne güzel Niceleri deve çekti buncalar Her bakışı ciğerimi kancalar Kucağında çocuğuna nen çalar Türkmen kızı bir ormanın içinde
Hasan dağı Hasan dağı Eğil eğil, eğil bir bak Sıkıyor zincir bileği Jandarmada din iman yok Gidiyor kalktı göçümüz Gülmez, ağlamaz içimiz İnsan olmaktı suçumuz Hasan Dağı, insan olmak Koçhisar üstünden bora Gülek bir karanlık dere Sıradağlar sıra sıra Çukurova ana toprak
Ruhi Su
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dünü günü Bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni Yunusdurur benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni
Yunus Emre / Ruhi Su
Karalı bir haber düşmüş geliyor Bakır antenlere kardeş gümüş tellere Ne bir ezan sesi ne çan çalıyor Sabahın seheri kardeş, çıkmış yollara Sabahın seheri Nazım Kardeş, çıkmış yollara Her hali aklımda, aklımdan gitmez Sol yanım unutsa kardeş sağım unutmaz Böylesi bir cana ölüm kar etmez Sürer tazelenir kardeş, gelir dallara Sürer tazelenir Nazım Kardeş, gelir dallara Dedim ki bozkırda bir sarı ota Ateşin sönmeye kardeş, dumanın tüte Ola ki bir sabah bir horoz öte Bu bizim türkümüz kardeş, düşer dillere Bu bizim türkümüz Nazım Kardeş, düşer dillere
Gel benim sarı tamburam Sen ne için inilersin İçim oyuk, derdim büyük Ben onun'çin inilerim Koluma taktılar teli Öğrettiler binbir dili Oldum ayin-i cem bülbülü Ben onun'çin inilerim Koluma taktılar perde Uğrattılar binbir derde Kim konar, kim göçer burda Ben onun'çin inilerim Sarı tamburadır adım Göklere ağar feryadım Pir Sultanımdır üstadım Ben onun'çin inilerim
Aman! Anam benim de ulu yola durursa Ak saçını da kelep kelep yolarsa Hani benim oğlum diye sorarsa Saklaman gizlemen, öldü den varın
Zahit bizi tan'eyleme Hak ismin okur dilimiz Sakın efsane söyleme Hazrete varır yolumuz Sayılmayız parmağ ile Tükenmeyiz kırmağ ile Taşramızdan sormağ ile Kimse bilmez ahvalimiz Erenlerin birdir yolu Cümlesine dedik beli Gören bizi sanır deli Usludan yeğdir delimiz Muhyi sana olan himmet Aşık isen cana minnet Cümle alemlere rahmet Saçar şu yoksul elimiz
Muhyi / Ruhi Su
Yayla yollarında yürüyen gelin Allı şalvarını sürüyen gelin Ben varmam oralıya Orada duralıya Allah nasip eylesin Davullu zurnalıya Yayla yollarından bir ferman eyler İnce belli kız doğurmuş anneler Ben varmam inekliye Yoğurdu sinekliye Allah nasip eylesin Omuzu tüfekliye Yayla yollarında menekşe açmış Sevdiğim o güzel dağlara kaçmış Ünledim Ayşe diye Odayı döşe diye Ünledim Fatma diye Kaşların çatma diye Ünledim Gülsün diye Yanıma gelsin diye
Düşürdün aşkın narına Karıştırdın küle beni Atın yolun kenarına Yar geçtikçe göre beni Kırda meleşir kuzular Derdim çok yarem sızılar Gönül sevdiğin arzular Götürsünler yare beni Ecel gelir Hak'tan ferman Can çekilir kalmaz derman Ekin idim oldum harman Savursunlar yele beni Ali Rıza'm sızlar yara Gülistandım döndüm hara Çekiverin Zülfikar'a Kılsın pare pare beni
Cerene bak hele cerene Kul olayım seni verene Akıbeti narlı örene Çeşme kurmuş akar Döndü Doğma bre güneş doğma Doğup doğup da yare değme Dar dikilmiş sedef düğme Memelerin sıkar Döndü Öküz aldım koşamadım Yiğit oldum yaşamadım Namus bana ar geliyor Döndüm seni boşamadım