İlk Kayıt : Bertan Onaran, Vedat Günyol, Ruhi Su arşivi (Yıl 1970-1972) Düzenleyen : Sıdıka Su Stüdyolar : Reel Tonmaister : Süha Falay Yıl : Temmuz 1990 Kapak Fotoğrafı : İrfan Ertel Grafik Düzenleme : İlhan Bilge
Kul olayım kalem tutan ellere Katip ahvalimi yaz yare böyle Şekerler ezeyim şirin dillere Katip ahvalimi yaz yare böyle Güzelim hey, bir tanem hey Sivas illerinde zilim çalınır Çamlıbeller bölük bölük bölünür Ben dostan ayrıldım, bağrım delinir Katip ahvalimi yaz yare böyle Güzelim hey, bir tanem hey Münafığın her dediği oluyor, Gül benzimiz sararuban soluyor Gidi Mervan şad'oluban gülüyor Katip ahvalimi yaz yare doğru Aşamazsan telli de turnam dön geri Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa Gör ki neler gelir sağ olan başa Hasret koydu bizi kavim kardaşa Katip ahvalimi yaz yare böyle Güzelim hey, bir tanem hey
Pir Sultan Abdal / Ruhi Su
Şu kanlı zalimin ettiği işler Garip bülbül gibi zareler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fiskesi pareler beni Dar günümde dost düşmanım belli oldu On derdim var ise şimdi elli oldu Ecel kemendini taktı boynuma Gerek asa, gerek vuralar beni Pir Sultan Abdal'ım, can göğe ağmaz Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz Şu ellerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yareler beni Pir Sultan Abdal / Ruhi Su
Bilirim, bilirim dersin, bilene danış Danışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola çıksa bir kişi Akıbet yolundan şaşar mı şaşar Bir altun bir pulla olur mu kail Kâmille oturan elbette kâmil Cahille konuşma, olursun cahil Kişi ayarından düşer mi düşer Pir Sultan Abdal'ım böyle mi olur Kişi ettiğini elbette bulur Yırtıcı kuşların ömrü tez olur Zararsız akbaba yaşar mı yaşar
Güzel Şah'tan bize bir dolu geldi Bir sen için sevdiğim, bir de bana ver Bavlum Sultan Kızıl Veli'den geldi Bir sen için sevdiğim, bir de bana ver Payım gelir erenlerin payından Oniki imam nesli Ali soyundan Selman'ın içtiği üzüm suyundan Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver Beline kuşanmış nurdan bir kemer Aşkın dolusunu içenler kanar Herkes sevdiğine bir dolu sunar Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver Pir Sultan'ım, hamı, hası seçerim Hak okurum, aşk kitabın açarım Yar elinden ağu gelse içerim Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver
Bir kız ile bir gelinin bahsi var İkisinin cüda düşmüş arası Kadir Mevlam hûb yaratmış onları Hilâl hilâl kaşlarının arası Kul Mustafa'm der ki ben de akayım Akayım da yar bendimi yıkayım Eğil güzel, al yanaktan öpeyim Yanağı gamzeli yar ister gönül Muhammed Mehdi'nin hak sancağını Çekelim bakalım nic'olsa olsun Teber çekip münkirlerin kanını Dökelim bakalım nic'olsa olsun Mahluk teccal oldu, insan haşarı Asla bilen yoktur hayırı, şerri Teber çekip şu mağradan dışarı Çıkalım bakalım nic'olsa olsun Pir Sultan'a Hak yardım etmez mi Erenler bağında bülbül ötmez mi Bunca yattığımız gayri yetmez mi Kalkalım bakalım nic'olsa olsun
Pir Sultan Abdal / Ruhin Su
Yol içinde yol istersen Yol Muhammed Ali'nindir Yetmişiki dil içinde Dil Muhammed Ali'nindir Hani bizden evvel gelen Beş vaktini tamam kılan On parmağı pınar olan El Muhammed Ali'nindir Varma Yezid'in yanına Çirki bulaşır tenine Yazık değil mi canına Can Muhammed Ali'nindir Söyle Pir Sultan'ım söyler Hak'kın birliğini birler Doğmuş bu aleme nurlar Nur Muhammed Ali'nindir
Dün gece Seyrim'de coştuydu dağlar Seyrim ağlar, ağlar Pir Sultan deyi Gündüz hayalımda, gece düşümde Düşte ağlar, ağlar Pir Sultan deyi Uzundu, usuldu, dedemin boyu Yıldız'dır yaylası, Banaz'dır köyü Yaz bahar ayında bulanır suyu Su da ağlar, ağlar Pir Sultan deyi Pir Sultan kızıydım ben de Banaz'da Kanlı yaş akıttım baharda, güzde Dedemi astılar kanlı Sivas'ta Darağacı ağlar Pir Sultan deyi
Kuyularımız vardır, dolar eksilir Ardıç dallarına koçlar asılır Kırcı bora tutmuş, yollar kesilir Acep Şah'a giden yollar bu m'ola Hünkarım beyim, sultanım canım Dönüver fidan boylum, dost, dost Kuyularımız vardır, başı kovalı Etrafı çevrilmiş şahin yuvalı Toprağı kim ya taşı dualı Acep Şah'a giden yollar bu m'ola Hünkarım beyim, sultanım canım Dönüver fidan boylum, dost, dost
Adsız / Ruhi Su
Bize de Banaz'da Pir Sultan derler Bizi de kem kişi bellemesinler Paşa hademine tembih eylesin Kolum çekip, elim bağlamasınlar Hüseyin Gazi Sultan binsin atına Candayanmaz çarh-ı felek zatına Benden selam söylen ev külfetine Çıkıp ele karşı ağlamasınlar Surrum işlemedi, kaddim büküldü Beyaz vücudumun bendi söküldü Önüm sıra kırklar, pirler çekildi Daha beyler bizi dillemesinler Pir Sultan Abdal'ım coşkun akarım Akar, akar, dost yoluna bakarım Pirim aldım, seyrangaha çıkarım Daha Yıldız Dağı'n yaylamasınlar
Pir Sultan'ın Kızı / Ruhi Su
Pir elinden elifi taç urundum Kubbesi duazda imam Ali'dir Nasibim ol verir, anda barındım İki cihanda da varım Ali'dir La diyemez buna her alim hoca Gözlüye bir olur dip kapı baca Aleme şevk veren dün erte gece Gören gözlerimde nurum Ali'dir Aşk odundan ciğerciği dağlayım Boş değilim bir ikrara bağlıyım Abdal Pir Sultan'ın Abdal oğluyum Adım Pir Mehemmed, Pir'im Ali'dir.
Pir Mehemmed / Ruhi Su
Enel hak dedikte çekildik dara Edep erkan bize doğru yol buldu Sorgucular geldi sual sormaya Yardımcımız Şah-ı merdan Al'oldu Bir kapı açıldı içeri girdim Bir ayak üstünde bin saat durdum Mizan terazisin ben orda gördüm Eridi kemiğim, ilik halloldu Kıldan köprü kurulmuş, bize geç deyi Pirimden bir dolu gel de iç deyi Dalımdan ittiler beni uç deyi Üstüne uğradım tozlu yol oldu
Pir sultan Abdal / Ruhi Su
Yine kısmetimiz kaldırdı bizi Ne yaman uzağa düştü yolumuz İneyim gideyim şardan aşağı Nerde kaldı vatanımız, elimiz Kan olur garibin gözü yaşında Ağu vardır ekmeğinde, aşında Ovalar zindandır dağlar başında Ol Hızır'a malum olsun halımız Pir Sultan Abdal'ım uzak yollarda Helak olduk yücelerde bellerde Bir zamanda biz de gurbet ellerde Ne yaman firkatli söyler dillimiz.
Gir aşkın deryasını boyla Kıyısı öte mi dersin? Bir gerçeğe hizmet eyle Emeğin yite mi dersin? Erenler yola giderler İrfanda sohbet ederler Nişansız eri n'iderler Can gönül kata mı dersin? Pir Sultan'ım der coşmayan Coşup da aşka düşmeyen Burda Hak'ka kavuşmayan Orada yete mi dersin?
Sultan suyu gibi çağlayıp, akma Durulur, gam yeme, divane gönül Er başında duman, dağ başında kış Kırılır, gam yeme, divane gönül Bizden selâm söylen, dosta gidene Yuh yalancıya, nalet nâdana Bunca düşman ardımızdan yedene Yorulur, gam yeme, divane gönül Pir Sultan Abdal'ım sırdır sırada Bir iş geldi başa, kalsın burada Cümlemizin yeltendiği murada Erilir, gam yeme, divane gönül.
Derdim çoktur, hangisine yanayım Yine tazelendi yürek yarası Ben bu derde kande derman bulayım Meğer dost elinden ola çaresi Efendim, efendim, benim efendim Benim bu derdime derman efendim Türlü donlar giyer, gülden naziktir Bülbül cevreyleme, güle yazıktır Çok hasretlik çektim, bağrım eziktir Güle güle gelir canlar paresi Efendim, efendim, benim efendim Benim bu derdime derman efendim Didar ile muhabbete doyulmaz Muhabbetten kaçan insan sayılmaz Münkir üflemekle çerağ söyünmez Tutuşunca yanar aşkın çırası Efendim, efendim, benim efendim Benim bu derdime derman efendim Benim usul boylu selvi çınarım Yüreğime bir od düştü yanarım Kıblem sensin, yüzüm sana dönerim Mihrabımdır kaşlarının arası Efendim, efendim, benim efendim Benim bu derdime derman efendim Pir Sultan'ım katı, yüksek uçarsın Selamsız, sabahsız gelir geçersin Dilber, muhabbetten niçin kaçarsın Böyle midir ilinizin töresi? Efendim, efendim, benim efendim Benim bu derdime derman efendim