Bülent Ortaçgil ilk kez bir konser DVD’si ile müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Albümde Ortaçgil'e vokalleriyle Birsen Tezer eşlik ediyor.
Devrim Acaroğlu
Bülent Ortaçgil ilk kez bir konser DVD’si ile müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Ancak bu DVD sadece bir konser kaydı değil arşivlik bir çalışma olarak özel ilgiyi hak ediyor. Tanıtım toplantısında buluştuğumuz büyük kent ozanı, ilk DVD macerasının detaylarını aktarmanın yanısıra eskimeyen şarkılarının “sırrını”, yeni şarkı yazma dertlerini paylaştı.
Ada Müzik’ten yayınlanan 2 CD ve 2 DVD’den oluşan özel sette 2012 yılında Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda düzenlenen ‘Senfonik Ortaçgil’ konserinin yanı sıra sahne arkası ve röportajları, Ortaçgil ve yol arkadaşlarının arşivlerinden seçmeler, “Mavi Kuş”un ilk kez yayınlanacak canlı performans görüntüleri ve sanatçının tüm video klipleri yer alıyor.
Konserde, Ortaçgil’e orkestra şefi İbrahim Yazıcı yönetiminde 26 kişilik dev yaylı grubu ile usta müzisyenler; Erkan Oğur, Baki Duyarlar, Cem Aksel, Gürol Ağırbaş, Birol Ağırbaş, Barlas Tan Özemek enstrümanlarıyla Birsen Tezer ise vokali ile eşlik ediyor.
3. DENEMEDE OLDU
DVD’nin tanıtımında konuşan Ortaçgil, yayınlanan DVD’nin 3. canlı performans kaydetme girişimi olduğunu söyledi. “Yanlış anlamayın; müzikten memnundum, iyi çalınmıştı ancak görüntülü müzik kaydetmek başka bir profesyonellik! Bu kez de tam hoşnut olmamakla birlikte hem çok iyi icra edilmiş bir konseri dinleyiciye sunmak hem de 20 yıldır birlikte çalan grubun öyküsünü belgelemek için aralıklarla 4 yıldır uğraştığımız bu DVD/CDyi yayınlamaya karar verdik. Gece güzel; konuklar, müzisyenler güzel; mekân ve dinleyiciler güzel, varsın birkaç eksiklik de olsun diye düşünüyoruz.”
BU İŞİN SIRRI MIRRI YOK
Tanıtım toplantısında yakaladığımız Ortaçgil’e, en klasik Ortaçgil sorusunu sorduk; şarkılarınız neden eskimiyor? Şöyle yanıtladı;
“Bu soru hep soruluyor; nedir bu işin sırrı falan... Sır mır yok, sırlık bir şey değil bu. Senin bilmediğin, sadece beni bildiğim bir şey yok ortada. 19. yuzyılda yazılmış romanlar vardır, hala bir şey ifade ederler... Onlar gibi... İnsanlar bence zamanın değişimine rağmen değişmeyen, zamana direnç gösteren, varoluşsal meseleleriyle ilgili şeylerle ilgileniyorlar. Yalan yok bir defa şarkılarımda, kurmaca var tabii, ama yalan değil. 25 yıldır aynı insanlarla çalışıyorum, aynı öykü... Enstrumanlarımızı taşıyan arkadaşımız bile aynı. 30 yıl önceki müzikal tavrımla şimdiki tavrım hemen hemen aynı. Bunları takip eden insanlar bu değişmezlikten etkileniyorlar.
SINIRLARIMI AŞAMIYORUM
“Yeni bir şey var mı?” sorusunu bitirmemize izin vermeden, “yazamıyorum ya” diye yanıtlıyor Ortaçgil. “Son zamanlardaki hastalığım o. Sınırlarımı, super egomu aşamıyorum. Yaptığımı kendim beğenmiyorum, o yüzden yapamıyorum. Amiyane tabirle ‘kıçım kalktı’ galiba, ölçütlerim de değişti. Amerikalı şarkı yazarları yumurtlar gibi şarkı yapıyor. Onun ihtiyacı şarkı yapmak, yapınca mutlu oluyor. Bense karpuz doğuruyorum sanki. Benim de 5 dakikada şarkı yazdığım oldu, 5 yıl susup 5 dakikada yazdım ‘Değirmenler’i. 5 yıllık birikim vardı ama arkasında. Eskisi gibi her şey etkilemiyor beni, her şeyden heyacanlanmıyorum. Dünya yıkılsa ‘ben biliyordum’ diyeceğim neredeyse. Şaşırtan şeyler azalıyor, bu şarkı yazmayı etkiliyor tabii. Her şey eskiyor, ben de eskiyorum.”
DR. ERSİN ASLAN’IN ANISINA
Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda düzenlenen konser Dream TV’den yayınlanmıştı. Ortaçgil’in artık bir klasik olan ‘Sen’ albümünün yaylı sazlar için bestelenmiş yorumlarının yanı sıra sanatçının diğer klasiklerini de içeriyor. Konser, 2012 yılında görev başında uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybeden Dr. Ersin Aslan’ın anısını yaşatmak için düzenlenmişti.