Sırmalı, Gençlik Rüyası Albüm Kritiği
31.10.2013

Sırmalı, Ankara kökenli bir grup. Opera sanatçısı Oğuz Sırmalı’nın gitarist Deniz Sayman’la birlikte oluşturduğu proje, aralarına Erman Erkılınç, Serkan Alagök ve Olcay Demirci’nin katılmasıyla bir gruba dönüşmüş. 2011 yılında yola çıkan grubun ilk albümü “Gençlik Rüyası” geçtiğimiz aylarda Ada Müzik etiketiyle yayımlandı.


Farklı bir misyon üstenme iddiasıyla işe koyulmuş Sırmalı. Bunu da şöyle özetlemişler resmi Facebook sayfalarında: “Sadece neler yapıldığını değil, neler yapılmadığını, toplum olarak nelerden uzak kaldığımızı, saklı kalmış müziklerimizi nasıl harmanlayabileceğimizi ve 80'lerin müziği ile günümüzün müziği arasında nasıl bir köprü kurabileceğimizi düşündük. İyi müzik yapabilmek tartışmasız müzik bilgisi ve yaratıcılık gerektiriyordu. Sıradanlaşan her şey zamanla monotonlaştığı için, bazen zaten renkli olan şarkılar da yeniden bizim duygularımızla renklenmeli diyerek çalışmaya başladık, Özgün ve özgür bir rock soundu yaratabilmek için...”

Bu niyetin ne kadar gerçeğe dönüştüğü ise göreceli. Şöyle ki; kendi içinde tutarlı ve mantıklı bir çaba ama Türk “rock” tarihinin bütünü içerisinden baktığımız zaman yapılan şeyin benzersiz olduğunu söylemek mümkün değil. Zira operatik denemeler de, türkülerin “rock” formunda icra edilmesi de daha önce şahit olduğumuz şeyler. Elbette her müzisyenin kendi imzası vardır ve bu imza altında yapılan şey kendince yenidir. Buna bir itirazım yok. Nitekim Sırmalı, yabana atılmayacak bir müzikal donanım ve yeterliliğe sahip müzisyenlerden oluşuyor. Dolayısıyla grupça, bugünlerde eline gitar alıp “rock” grubu kuran bir dolu müzisyen adayından fersah fersah önde olmaları kaçınılmaz.

Bir problem var ki, o da solist Oğuz Sırmalı’nın vokal tekniğinden kaynaklanıyor. Aldığı eğitimin ve halen icra ettiği mesleğin hakkını sonuna kadar veriyor Sırmalı. Bir kez bile teklemeyen, zorlanmayan, yorulmayan bir sesten, her bir notanın üzerinde ustalıkla dolaşan bir opera solistinden “rock” formunda şarkılar dinliyoruz albüm boyunca. Ama o hep opera solisti olarak kalıyor. Sesinin frekansı, volümü, kelimeleri notalara yediriş biçimi ve prozodiyi göz ardı ederek söyleyişi tamamıyla bir opera solistinin özgürlüğü ve coşkusunda. Haliyle “rock” müzik için bile fazla sert, duygusunu geçirmeyen bir ses tınlıyor kulaklarımızda. Bu da dinleyeni yer yer zorluyor ister istemez.
Bunu bir yana koyarsak, gerek “Yalgızam” ve “Ah Bir Ataş Ver” gibi, “O Sole Mio” gibi denemelerde, gerekse Oğuz Sırmalı, Deniz Sayman, Erhan Seçkin ve ve Metin İmir imzalarının bulunduğu özgün bestelerde Sırmalı, hem düzenleme hem de icra bakımından çizgi üstü bir “rock” grubu olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyor. Albümde ben en çok “Kimim Ben”e takıldım sanırım. Senfonik yürüyüşüyle “İlk Aşkımsın”, caza göz kırpan “Senden Vazgeçtim”, klasik “rock”a saygı selamı gönderen “Sevgi Yolu” gibi farklı tatlar Sırmalı’nın müziğini daha da cazip kılıyor. Kaldı ki dahası da var. Türkçe “rock”ın pop suyu katılmamış örneklerini sevenlerdenseniz bu albümde çok şey bulabilirsiniz.

Albümün Hayalgücü Tanıtım tarafından yapılmış oymalı kapak tasarımı müzik market rafları için oldukça albenili. Bu zamanda böylesi maliyet yükselten işler en “star” şarkıcılarımız/gruplarımız için bile yapılmıyor ki sırf bu özen için grubu ve Ada Müzik’i ayrıca tebrik etmek lazım.    
 

SON EKLENEN 5 HABER

Oğuz Sırmalı