Yükseliyor keskince; gecenin yalnızlığı
Hüzün gizli gölgelerde
Öyle uzakta, belirsiz.... yıldızlar titreşiyor
Ürkek, sessiz ve tedirgin

Kirlenmiş martıların deniden gelen sesi
Ansızın
Islanmış sokakların ağır, dingin soluğu
(Suskunum...)

Düşlerin tümü kırgın ve soğuk
Kıvranıyor güneşin ötesinde
Alevden rüzgarın çaresiz öfkesi
Bozaran dağların ardından
Küllenip, savruluyor... zamana

Kayboluyor gittikçe; yarım kalmış bakışlar
Örselenmiş anılarda
Dokunulmuş yürekler, dökülüyor kolayca
Ses vermeden, ışıltısız

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Kırılgan çığlıklarla
Büyülenmiş boyaların
Epeydir, neredeyse
Unutulmuş kokusu

Düşlerin iç burkan
Yamalı akışından
İncecik boşluklarla
Karanlıklar biçiyor

Ah... dedirten
Korkusuz kor beyazı denizlerden
Durup dururken vazgeçen
Sabahlar gibi

Vurulmuş uykularla
Sorumsuzca kucaklaşan
Oynaşan darbelerin
Yuvalanmış bakışı

Suçlanmış tepelerin
Sivrilen kuşkusundan
Nedensiz korkularla
Küskünlükler yaşanıyor

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Hiç bıkmadan, sakin ve endişesiz
Döküldün, dağıldın yazgısız kıyılara
Rüzgar keyfiyle içten ve bir o kadar
Soluksuz, sımsıcak -ve- ağır.. ağır

Kıvrım kıvrım ölesiye dolandın
Çoşkuyla özlemle kucakladın sevinci

Zeytin ağaçlarının (O..) kutsal kokusuyla
Karışıp tutundun yosunlara
Tutkuyla, arzuyla, sarsmadan
İncitmeden.. dokundun, sarıldın, derinden

Kör sazlıkların şarkısıyla yolaldın
Köpüksüz, hüzünlü ve puslu, .... telaşsız
Bazen duruldun, üstelik acılandın
İnatla bakmadın ardına, sürüklendin

Ve bin girdabından yitip giden dostluklara
Gülümsemek istedin -ne çare- yoruldun

Taşıl yontuların dayanılmaz alevinde
Bir kez daha haykırmak geldi içimden
Ilık bir yaz akşamı tutamadın kendini
Ve sessiz.., öylece...  ağladın yıldızlara 

 Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Sevinsem birdenbire, azalsam
Eksilsem uzaklardan
Avunsam yolalsam -belki de-  süzülsem
Alçalsam göklerden
Vurulsam taşların dillerine
Kovulsam bedenimden
Serilsem, kıvrılsam yerlere
Aklansam uykulardan
Sürülsem belirsiz sulara
Ayrılsam sonrasız odalara
Bağlansam, sürgülensem vedasız...
Dağlara
Eskimiş suskunluklar edinsem
Toplansam sokaklardan
Kaybolsam, yenilensem yüklüce
Elensem gönüllerden

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Son ışık da sönsün dağılsın günahlarla
Süzülmüş hayallerde amansız
Soğuklar başlasın göklerde iç içe;
Aniden
Kapılar kapansın dillerde
Dolansın dudaklar...
Vurulsun, dağlansın ki
Yedeksiz, o yeminsi sözler
Sonsuz yola taşınsın
Yorulsun yağmurlarda

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Durgun yürekler, geçimsiz korkularla
Eskiyor, tükeniyor ve yitip gidiyoruz
Eğrilip bükülen yaşamın gerçek aynasında
Farketmeden hızıyla zamansızlığın

Bilmeden  ''tamamdır'' dediğimiz çok şeyle
Birlikte sönüyor, belki de kalıyoruz
Sırtından bakan resimde
Sözleri dillerinden öncelikli ışıkların

Görmüyor, sormuyoruz... karanlığı, uzağı
Takıntısız; ne güzel azalıp eriyoruz

Ağır soluklar, öksüz adımlarla
Siniyor, ürküyor ve dargın göçüyoruz
Kırılıp dökülen bedenin eksik parçasında
Sıkılmadan.... sesiyle, tarafsızlığın

Bilmeden  ''tamamdır'' dediğimiz çok şeyle
Birlikte sönüyor, belki de kalıyoruz
Sırtından dönen resimde
Geçmişi tellerinden koparılmış dünyaların

Görmüyor, duyrmuyoruz... karanlığı, uzağı
Takıntısız; ne güzel yok olup susuyoruz

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan 

Haykırıp çöküyor
Çatlayan dalgalar gibi uzakta
Yalnızlığın yüreğinden
Kopmuyor, kopamıyor gölgeler

Çamların aardında kaygılı düşler
Birer birere topluyor yıldızları
Ilık rüzgar kumsaldan hiç kopmuyor
Uykunun boynuzlarına inatla

Ortasına demirlenmiş sislerin
Uzanmış gökyüzüne gemiler
Çırpınan yapraklar gibi
Sereserpe anılarda

Yaslanıp göçüyor
Kıvrılan kılçlar gibi.... zamansız
Hiçliğin büyüsünden
Çıkmıyor, çıkamıyor çizgiler

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan
 

Sorgusuz, ayazda, sıradan bir çayevi
Telefon edilmiş az önce tanıdık bekleniyor
Gelse bir türlü; gelmese yararı yok
Ya gelipte görmezseler telaşında

Bir çay daha söyleniyor, tedirgin
Evdeki aynaya bırakılmış acı bir yüz;
Yarından tezi yok -kararlı-
Dönüyorumların dolandığı gözlerle

Kolay... kolay deniyor uzaklardan
Şimdi... çoktan eskimiş yaparımlar

Nafile, soğuk, sapsarı bir uğultu
Sesi kısılmış radyodan şarkılar dinleniyor
Dönsem bir türlü, ... dönmesem, yararı yok
Dönmezsem ya, .. kalırsamlar arasında

Bir çay daha isteniyor, keyifsiz
Evdeki aynaya sıralanmış bir, iki söz
Ve yarın dönüyorum, yeter
Dönüyorumların gezindiği gözlere

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Suların hükümsüz, durgun ve Suskun halini
Görüp, yaşadığımda anladım, nedense
Herşeyin... herşeyin ne kadar yakın
Şuracıkta (içimde) olduğunu

Sıkıldım utandım ne yazık...
Gizlenmek istedim
Bilmeden seyrinde, yazdıklarımı düşündüm
Yabancı kokuların, ustaca hazırlanmış
Büyülü, sıcak tuzağında

Rüzgarlarında örtünmek mi doğrusu
Arınmak mı yoksa yağmurlarında
Yok oldum zaten, kayboldum
Hayal gibi..., yeniden

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Yalan dökülüyor ellerime gözlerinden
Yorgun bir yağmur gibi
Sancılı rüyaların tutarsız kaynağından
Süzülen

(Hava buz kesiyor kargalar kapkara
Yükseklere asılı yırtık bir resim sanki...!)

Sıcak yayılıyor dizlerime... saçlarından
Dalgın bir rüzgar gibi
Kaygılı sevinçlerin karasız boşluığunda sıyrılan

Ses veriyor ağaçlar, ötelerden
Terli ovalar ve serin yaylalardan

Yoksul, yalnız dalga dalga
Sönüyor, soluyor çiçekler
Damla damla ağır-aksak
Ufukta; kendi halinde

Zaman seriliyor bedenime
Uykusuz ırmaklar...,
Korkusuz, bulutsu ormanlar
Ve göller ülkesinde

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Korkmadan üzerimden
Söküp aldım geceleri
Silinip giden renklerin
Gündönümü eşiğinde

Bir anı gibi ağır
Demirden daha yılgın
Bitkin..., kirli duvarlara bakmadan
Sonunda; selamsız...
Sesizce
Çıkıp gittim karanlığın
Pürüzünden

Susmadan, hevesimden
Çekip aldım nedenler
Yok olup giden düşlerin
Yorgun, sıcak sevincinde
 
Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

(Birşeyler geçti gitti hayatımdan
Güneşin mor bakışlarına asılı
Yitirdiğim yazarların kokusunda
Önce ellerim yaşlandı...)

Akşamın soluk ışıklarında
Bir mum daha yakıp bekledim
Göz kamaştıran tarifsiz sızılarla
Zorlu, (..yersiz) sevinçleri
Kırgın, küskün yoklukları
Nedense... ıslak yeleli kısrakları
Karşılamak istedim...
Çok istedim..
Bir daha, inan istedim

Masum bıçak yaraları boyunca
Kızgın kumlara tanık oldum aç-susuz
Acımasız dillerin izlerinde
Kalıcı kabuslara dönüştüm

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Gözyaşlarını geçmişe bırakmadan
Terkettiler..., sonunda gittiler
Yorulmadan, -ısrarla-
Yılmadan, dinlenmeden; kayıpsız
Azar azar tükenmeden
Ulaştılar, o engin denizlere

 Söz / Müzik: Şuayip Yeltan

Sarıldım, yalvardım uzaklara;
Yaslandım
Boyandım, umutlandım..., uykusuz
Karardım, bölündüm;
Kırıldım
Ama hiç bükülmedim
Çocuksu bulutlar gibi
Üstelik yenilendim

Uzandım, ağladım kanatlara;
Saklandım
Arındım, soluklandım..., defasız
Yıkıldım, kurudum;
Dağlandım
Ama hiç bükülmedim
Yaralı suretler gibi
Yalansız resimlendim

Korkusuz bakışlar dağıttım
Kadehler edindim...
Vefasız
Yenilmez göklerden,
Mavi düşlerden...
Hele
Söz demiştim ya...
Hiç dönmedim

Söz / Müzik: Şuayip Yeltan