Vurulmuşum dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Vurulmuşum yatarım kanlı upuzun

Vurulmuşum dağların kuytuluk bir boğazında
Vurulmuşum düşüm gecelerden de kara
Canımı alırlar ecelsiz sığdıramam kitaplara
Vurulmuşum düşüm gecelerden de kara

Kirvem hallarımı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil bu
Dom dom kurşunu
Paramparça ağzımdaki

Söz: Ahmet Arif / Müzik: Fikret Kızılok

Yunus'umun sevdasından
Köroğlu'nun narasından
Bektaşinin sofrasından
Geçsem aşka erer miyim

Dadaloğlu hak yolundan
Kerem gibi aşk yolundan
Mevlâna'nın dergahından
Geçsem aşka erer miyim

Veysel'imin toprağından
Neyzen'imin meyanından
Şu dünyanın fermanından
Geçsem aşka erer miyim

Ne Yunus'um ne Kerem'im
Ne Abdal'ım ne Veysel'im
Ruhi Su'yum hak severim
Sevsem aşka erer miyim.

Söz: Arslan Tunçata / Müzik. Esin Afşar

Mahsus mahal derler kaldım zindanda
Kalırım kalırım kardaş dostlar yandadır
İki ellerim kızıl kandadır
Ölürüm ölürüm kardaş aklım sendedir
 
Artar eksilmeyiz zindanlarda biz
Kolay değil derdin ucu derinde
Kumhan ırmağında Kara Barun'da
Bulurum bulurum kardaş öfkem Gındadır

Dirliğim düzenim dermanım canım
Solum sol tarafım imanım dinim
Benim beyaz unum ak güvercinim
Bilirim bilirim kardaş gelen gündedir

Ruhi Su

Ben meylimi üç güzele düşürdüm
Biri Şemsi biri Kamer İl 'Elif
Onların aşkiyle aklım şaşırdım
Biri Şemsi biri Kamer İl 'Elif
Hangisinden yad eyleyim gönlümü
Garip gönlümü vay

Birinin evleri kaya başında
Birinin evleri alnım duşunda
Biri yeni değmiş onbeş yaşında
Biri Şemsi biri Kamer İl'Elif
Hangisinden yad eyleyim gönlümü
Garip gönlümü vay

Birinin parmağı dopdolu yüzük
Birinin kolunda sırça bilezik
Büyüğünü sevsem küçüğe yazık
Biri Şemsi biri Kamer İl' Elif
Hangisinden yad eyleyim gönlümü
Garip gönlümü vay

Söz / Müzik: Karacaoğlan
Düzenleme: Ruhi Su

Bugün ayın ışığı elinde bal kaşığı
Söyle nerden geliyon da mahlenin yakışığı

Vay vay vay vay pambuğum edasına yandığım
Seni hasta diyorlardı nasıl oldun sevdiğim

Kara poşuna kurban çatık kaşına kurban
Yalnız sana değil de arkadaşına kurban

Vay ne olur ne olur sevda sırınan olur
Gözdür alemi gezer de gönül birinen olur
 
Karşıdan geçti gelin elinde testi gelin
Gitme bir yol göreyimde gençliğim geçti gelin

Vay nerdesin nerdesin kaldır camın perdesin
Diyeceğim çok amma da pek kalaba yerdesin 

Anonim / Kaynak Kişi: Hacı Taşan / Yöre:  Keskin

Yarının özlemiyle yaşıyorum bu gece
Bir umut bir çiçekle kapkaranlık gecede

Yarının özlemiyle yaşıyorum bu gece
Bir umut bir çiçekle kapkaranlık gecede

Bir martı hevesiyle denizin mavisinde
yüreğimin sesiyle aydınlık geleceğe

Bir martı hevesiyle denizin mavisinde
yüreğimin sesiyle aydınlık geleceğe

Yarının özlemiyle yaşıyorum bu gece
Bir umut bir çiçekle kapkaranlık gecede

Söz: Talat Bulut
Müzik: Pınar Afşar

Aşk üstüne aşk koyan
Varsın yürek yerine
Zula istif yapmayın
Yaşam sanan yerine

Orda değer aynı hep
Dolusuna boşuna
Kırk terziye seksen cep
Diktirsen de boşuna

Kişinin son döşeği
Tahtadan bir kalıptır
Deden böcek olan da
Adı dil de kalıpdır

Söz / Müzik: Uskan Çelebi

Kırgınım, saçılmış bir nar gibiyim
Sessiz bir ırmağım geceden
Git dersen giderim kal dersen kalırım
Git dersen kuşlar dönmez güz kuşları

Aynı gökyüzü aynı keder
Değişen bir şey yok ki
Gidip yağmurlara durayım
Değişen bir şey yok ki

Söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım
Belki de resimlerde kalırım
Belki esmer bir çocuğun dilinde
Git dersen giderim

Aynı gökyüzü aynı keder
Değişen bir şey yok ki
Gidip yağmurlara durayım
Değişen bir şey yok ki

Söz: Behçet Aysan
 

Bilenirmi feragat sırta aba almada
Dile gelmiş olurmu gönül kaval çalmadan
Biz abasız kavalsız ne duyar ne anlarız
Biz belki sürüsünü kaybetmiş çobanlarız

Beni şehirden bana çağırıyor bu kaval
Çal çoban tabiatı, özgürlüğü aşkı çal
Çal çoban çal  nerdeyse yıldızlar öbek öbek
İnip nakışlar gibi abana serpilecek

İmrenecek ne varsa hepsi senindir çoban
Susamış gönülleri sulara indir çoban
Anlat o mazileri ürperten masllaraı
Anlat o meyveleri ışık olan dalları

Beni şehirden bana çağırıyor bu kaval
Çal çoban tabiatı, özgürlüğü aşkı çal
Çal çoban çal  nerdeyse yıldızlar öbek öbek
İnip nakışlar gibi abana serpilecek

Çoban günlüktür bu an ses veren kavalında
Son ışıklar erirken bir böğürtlen dalında
Süründen ölen mi var derdini bilen mi var
Bilinmedik illerden sana bir gelen mi var

Beni şehirden bana çağırıyor bu kaval
Çal çoban tabiatı, özgürlüğü aşkı çal
Çal çoban çal  nerdeyse yıldızlar öbek öbek
İnip nakışlar gibi abana serpilecek

Söz: Rüveyde Sinanoğlu
Müzik: Esin Engin

Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci
Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci
Sevdam ayrı sevdiğim ayrı yavrularım gurbetci
Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci

Siz Karadenizi bilmezsiniz yabancısınız buralarda
Kış hem sert hem ılktır uçan kuşlar tanıktır

Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci
Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci
Sevdam ayrı sevdiğim ayrı yavrularım gurbetci
Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci

Siz Karadenizi bilmezsiniz yabancısınız buralarda
Kış hem sert hem ılktır uçan kuşlar tanıktır
Kara kömürden ürkmeyin ekmek getirir alın teri
Yaşamdan ödün vermeyin yavrum can çok tatlıdır

Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci
Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci
Sevdam ayrı sevdiğim ayrı yavrularım gurbetci
Benim sevdiğim yarim Zonguldak da madenci

Söz / Müzik: Aysun Timurcan