Zeynep Tunay tarafından 13.06.2011'de İstanbul Babajim stüdyosu'nda kayıt edildi.
İhsan Apça ve Özkan Mete tarfından edit-mix ve mastering Ada stüdyo'da yapıldı.
Simya Caz Grubu: Özge-Rahmi-Arel Aksoy, Selmin Altınordu, Seda-Hakan Binbaşgil, Servisîmin-Mehmet Birced, Dani Carasso, Sabrina-Nevzat Fresko, Deniz-Sera Geray, Sanem Göksel, İpek-Melih Gürkan, Tülay İdil, Leyla Nevaro, Zeynep Karabuçak Tahiroğlu, Sibil Tomarcı, Pınar Ünal, Çiğdem-Kamuran Yazıcıoğlu
Grafik Tasarım: Hayalgücü Tanıtım
Fotoğraf: Teri T. Erbeş
İnsanları etkileyen, sanat! sanatı etkileyen, hayat! peki, ya sanatı ayakta tutan? sevgi....
Mevzu sanat olduğunda, bazen taraflar açısından durumlar adil olmayabiliyor.
Sanatçının son derece memnun olduğu yaratısı ile dinleyici ya da izleyicisi derin bir bağ kuramayabilir
İşte bu projede, şansın ve sevginin yan yana gelişi ile mümkün oldu ki, sanırım her iki taraf da memnun kalıyor. Zaman öyle bir bilinmez ki bundan çok kısa bir süre önce, beni ve müziğimi bilmeyen bir grup insan ile yan yana geldi hayatlarımız... Aslında olaylar ve insanlar zamanda karşılaşınca bazen öyle birlik olurlar ki yaşadıkları yeri ve toplumu etkiler, değiştirir, bilinir bir söylemle ''tarih yazarlar'''. Türkçe'nin dışında başka bir dilde ''arkadaş'' kelimesi bu kadar manalı mıdır bilmem ama aynı sırtı paylaşmak, birbirine sırt vermek, desteklemek anlamında bu projede ''arkadaşlık'' simya caz grubu ile anlamını buldu.
Bu projede Hollanda'da yaşıyor olması sebebiyle yolları kesişmiş, asıl kökleri farklı ülkelerden gelen dört müzisyen bir araya geldik: Stanislav Mitrovic-Sırbistan, Eric Calmes-Kuraçao, Enrique Firpi-Uruguay ve ben, dört ayrı renk....
Bir süredir uğraştığım tek tek parçalar olsalar da, kendi aralarında aynı müzikal elementleri paylaşan bir müzikti. Bir bütünün parçaları olarak bir araya gelen farklı besteler. Klasik avrupa müziği formlarına benzeyen bir caz müziği.
Bu şekilde art arda gelen parçaların monoton bir duygu yaratma tehlikesini de farklı tempolar, farklı stiller ve aksak ritimler ile yok etmeye çalıştım. Bazen parça içinde bazen de parçalar arasında hızlanmalar, yavaşlamalar kullandım. Yani parçalar hem münferit olarak algılanabilsin hem de bir bütünün parçaları oldukları kulaklardan kaçmasın istedim.