Mızıkçı Melodiler, bir çok insanın gönlünde büyük bir yere sahip olan küçük bir çalgının, mızıkanın hikayesi...
Tuncay Korkmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Kompozisyon Bölümü’nde okudu.
2006 yılında Anima grubuyla ‘Animasal’ isimli albümde beste ve söz yazarlığının yanında, gitar, synthesizer ve mızıka'larıyla yer aldı.
Anima grubunda gitar ve mızıka çalan Tuncay Korkmaz, grubun dağılması sonrasında mızıka üzerine yoğunlaşıp, hem mızıkaya hem de kendi zevkine uygun melodileri bu albümde bir araya getirdi.
“İnsanların çoğunun hatıralarında blues ve kovboy müziği ile özdeşleşmiş bir çalgıyı, Türk folk ezgilerinde ve bu müziğin tavrıyla icra etmek, benim için hem keyifli hem de deneysel bir çalışma oldu” diyen Tuncay, mızıkayı bir çok çalgı ile de bir araya getirmiş.
Arp ve mızıka, cura ve mızıka, kemençe-tabla-bansuri ve mızıka gibi birlikteliklerin yanında Ayşenur Kolivar’ın sesi ve yorumu, Toygar Işıklı’nın dizi müzikleri ve piyanosu, ve albümde çalan müzisyenlerin hayal dünyaları Mızıkçı Melodiler’i oluşturmuş.
Bir de bütün bu birlikteliklerin gizli kahramanları; ruhun uçsuz bucaksız hallerinden bahseden şarkılar...
İlk duyduğumuz sözler Nesimi’nin “ Ben yitirdim ben ararım, yar benimdir kime ne / Kah giderim öz bağıma, gül dererim kime ne...”
Son duyduğumuz sözler Yunus Emre’nin insanın enginliğinden bahsettiği hümanist dizelerinden ; “ Hakikat nerde görmek istersek orda / Cümle vücutta bulduk”
Ve bu iki şairin sözlerinin arasında mızıkanın dillendirdiği birçok şarkı.
“Doğal olarak önce mızıkayı dinleyeceksiniz solist olarak. Ama sonra mızıkayı değil, mızıkaya eşlik eden sesleri dinleyin. O zaman sizi, hoş bir şey bekliyor.” diye davet ediliyorsunuz Mızıkçı Melodiler dünyasına...