Fransız müzisyen Richard Laniepce’in “hatıra defteri” tadında bir projesi olarak hayata geçen Kolektif İstanbul değişik dönemlerde farklı müzisyenlerin katılımıyla zenginleşti. Enstrüman hâkimiyeti tartışılmaz elemanlar, konserlerde “kaptırıp” gidiyor ve sahnedeki coşku bir curcunaya dönüşüyor. Her konser bir daha tekrarlanamayacak bir şölen haline geliyor.Şarkılar, doğaçlamalarla şenleniyor, bambaşka bir hale bürünüyor. De-form ile türler arasında gezinen ekip bir yanda hayal gücünün sınırlarını zorlarken diğer yandan geleneğe saygıyı ihmal etmiyor.
Anadolu ve Balkan müziğini hayranlık uyandırıcı sürprizlerle harmanlayan, değişik geleneklerden gelerek müzik yapmaya koyulan Kolektif İstanbul saksafonda Richard Laniepce, trompet ve vokalde Aslı Doğan, klarnette Talat Karaoğlu, akordeon ve tuşlu çalgılarda Tamer Karaoğlu, Türkiye'nin tek suzafonu ile Ertan Şahin ve davulda Batuhan Büyükdoğan'dan oluşuyor.
Kolektif İstanbul, funk ve caz altyapılarıyla, geleneksel melodiler ve enstrüman stillerini birleştiriyor. Bunu yaparken nefeslilere ağırlık veriyor: Gayda, klarnet, saksofon, kaval ve tuba, onların müziğindeki vazgeçilmezler. Bunlar, akordeon ve vurmalı sazların katılımıyla tamamlanıyor, zaman zaman trompetle zenginleşiyor. Ortaya çıkan ise lezzetli bir “türlü”: Kökü Balkanlarda olan, coşkusunu ve dinamizmini oradan alan, İstanbul’un renklerini barındıran, Anadolu’nun duygusu ve müzikal birikimiyle yoğrulmuş, tadına doyulmaz bir yemek bu!
Caz ile funk altyapılarından beslenerek Anadolu ve Balkan müziğini farklı bir perspektifle harmanlayan grup, sahnede yarattığı enerjiyi çalarken eğleniyor olmalarına bağlıyor.
Kolektif İstanbul tüm bu değerleri ceplerinde taşıyarak Montreux Jazz Festivali, Schleswig- Holstein Müzik Festivali, Flow Festival, İstanbul Caz Festivali, Fira Mediterrania gibi uluslararası festivallerde, Cemal Reşit Rey, Theatre de Chatelet (Paris), La Ferme du Buisson (Paris), Babylon, Ballhaus (Berlin) gibi uluslararası sahnelerde müzikal yolculuğuna devam ediyor.
Kolektif İstanbul, sadece bir müzik grubu ya da müzik yapmak üzere bir araya gelmiş insanlar topluluğu değil... Geleneği bugüne taşıyan, onunla beslenirken bir yandan da onu zenginleştiren, özden uzaklaşmayan ama kendilerine özgü yöntemlerle onu işleyen, insanı olduğu yerde oynatan, içini fıkır fıkır eden “İstanbullu” bir ekip: Adı üstünde, şahane bir “kolektif”!
Şu zamana kadar Balkanatolia (2006), Krivoto(2008), Kerevet(2013) ve Pastırma Yazı(2016) adlı dört albümle sevenlerine ulaşan grup, herkesin bildiği balkan türkülerinden ziyade kimsenin bilmediği parçalarla müzikseverleri farklı topraklarda eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.