Fazıl Say her yıl beş kıtada verdiği 100’den fazla konser ile günümüzün en tanınmış klasik müzik sanatçılarından birisidir. Say, öğrenimini Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı ve Düsseldorf Schumann Akademisi’nde tamamladı. Hocaları, Türkiye’deki başlıca müzik pedagogları olan Mithat Fenmen, Kamuran Gündemir idi; Almanya’da ise ünlü piyanist David Levine ile çalıştı. 1994 yılında New York’da Genç Konser Sanatçıları Yarışması’nda dünya birincisi olduktan sonra konser hayatı bütün hızıyla başladı; dünyadaki hemen hemen tüm büyük orkestralar ve şefler ile birlikte çalıştı. Salzburg, Luzern, Montpellier, Schleswig Holstein, Rheingau gibi pek çok festivale daimi sanatçı olarak katıldı.
Solo resitallerinin yanı sıra Maxim Vengerov, Patricia Kopatchinskaja, Sabine Meyer gibi sanatçılar ile beraber çalıştı, duolar kurdu ve dünya turnelerine çıktı. Caz müziğine de duyduğu ilgi dolayısıyla, Montreux Jazz Festivali’ne beş kere olmak üzere pek çok caz festivaline katıldı; yarışmalarda jüri başkanlığı yaptı. Bir yorumcu olarak, Bach’dan Stravinski’ye Mozart’dan Ravel’e, Beethoven’dan Mussorgski’ye kadar pek çok farklı bestecinin eserlerini kaydettiği CD’ler 30’dan fazla ödül ile onurlandırıldı, sanatçı pek çok defa yorumcu ve besteci olarak ECHO Ödülü, Diapason d’Or Ödülü, Choc de Classic Ödülü’ne layık görüldü.
Fazıl Say son yıllarda besteci kimliğini ön plana çıkardı ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırdı. İstanbul Senfonisi, Mezopotamya ve Universe senfonileri, Haremde 1001 Gece Keman Konçertosu, Hezarfen Ney Konçertosu, Hayyam Klarinet Konçertosu, İpek Yolu ve Anadolu’nun Sessizliği piyano konçertoları, Water, Nirvana Yanıyor ve Gezi Park üçlemesi, 1914, Four Preludes, Symphonic Dances, Grand Bazaar gibi orkestra eserlerinin yanında, Divorce, 4 Şehir Sonatı, Space Jump, Chamber Symphony gibi pek çok oda müziği eseri besteledi, kaydetti ve bu eserler dünyanın her yerinde hem kendisi hem de farklı yorumcular tarafından repertuvara alındı. Ayrıca, Nâzım Oratoryosu, Metin Altıok Ağıtı, Sait Faik ve Hermias onun edebiyatı ve müziği bütünleştirerek kurguladığı Türkçe eserleridir. Genç yaşlarında kurgulamaya başlayıp yıllarca üzerine çalıştığı “İlk Şarkılar” ve “Yeni Şarkılar” projeleri 2013-2015 yılları arasında çok satan albümler arasında yer aldı. Fazıl Say ayrıca kurucuları arasında yer aldığı, gençlerden oluşan Nâzım Hikmet Korosu’nun Sanat Direktörlüğü görevini sürdürmektedir.
Fazıl Say’ın, 2015’de aktif olarak çalışmalarına başladığı ve uzun zamandır hayalini kurduğu bir proje olan, farklı konseptlerde Türk Bestecileri’nin eserlerine yer verilecek Türk Bestecileri Serisi, 2016 itibariyle “Çocuklar İçin” albümü ile dinleyicilerle buluşmaya başladı.
Selen Öztürk
1980 yılında İzmir’de doğan Selen Öztürk 2004’te Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.
Tiyatro Kedi’de ‘Kamelyalı Kadın’, Tiyatro Oyunevi’nde ‘Beş Yıl Geçince’ ve ‘Leonce ile Lena’, Oyun Atölyesi’nde ‘Hırçın Kız’ ve ‘7-Şekspir Müzikali’, Bo Sahne’de Özen Yula imzalı ‘Bakarsın Bulutlar Gider’ oyunlarında oynadı. ‘7-Şekspir Müzikali’ oyunuyla Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri (Anadolu Efes) Müzikal / Komedi dalında Gençlik Özel Ödülü ile Ankara Sanat Kurumu Övgüye Değer Kadın Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu. Karayılan, Cümbür Cemaat Aile, Muhteşem Yüzyıl, Benim Adım Gültepe, Serçe Sarayı ve Hatırla Gönül dizilerinde yer aldı.
2011’de Evos Angels ve Kırmızıtürk tarafından ‘Yılın En İyi Kadın Seslendirme Sanatçısı’ ödülünü alan Selen Öztürk, on beş senedir film, dizi, çizgi film, reklam ve sinema filmlerinde seslendirme ve vokal yapmaktadır. Piyano ve gitar çalabilen Öztürk’ün oyun müziği ve beste çalışmaları da bulunmaktadır.
Ahmed Adnan Saygun (1907 – 1991)
1907’de dünyaya gelen Adnan Saygun, Türkiye Cumhuriyeti ile beraber büyüyerek, önemli bir müzik eğitimcisi, etnomüzikolog, besteci olmuş ve ilk devlet sanatçılığı ünvanına layık görülmüştür. Klasik batı müziği üzerine çalışmalar yapan Saygun, Türk müzik tarihinde Türk Beşleri olarak anılan bestecilerden birisi ve ilk Türk operasının bestecisidir. 1958 yılında İkinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün “Julliard Quartet” tarafından ve Yunus Emre Oratoryosu’nun ise New York’da Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmesiyle bestecinin çalışmaları tüm dünyaya yayılmıştır. Orkestra, oda müziği, opera, bale, piyano üzerine birçok yapıtı ve müzik eğitimi konularında yayınları vardır. Çalışmaları ve diğer belgeleri Ankara’da Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan “Ahmet Adnan Saygun Müzik Eğitim ve Araştırma Merkezi”nde bulunmaktadır.
İlhan Baran (1934)
Önemli çağcıl bestecimiz ve çok yönlü müzik eğitimcimizdir. Divan müziği ile Türk halk müziği ve Anadolu ruhunu Batı armonileri ile buluşturan, soyutlayarak özgün bir senteze kavuşturan, felsefî temeli bulunan, dadaizm ve sürrealizmden esinli, derinlikli besteler yapmıştır. Adnan Saygun’un öğrencisi olarak Ankara Devlet Konservatuvarı’nı, Henri Ditelleux’un öğrencisi olarak da devlet bursuyla gittiği École Normale de Musique de Paris’i bitirmiştir. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Rengim Gökmen, Fazıl Say, Muhiddin Dürrüoğlu, Mahir Cetiz, Yeşim Alkaya, Burçin Büke, Oya Ünler, Onur Özmen gibi, çok sayıda besteci ve solistin öğretmenliğini yapmış, ama kendini hep gölgede tutmuştur. “Piyanolu Trio İçin Dönüşümler” başlıklı yapıtı, yurt dışında değişik toplulukların repertuarında bulunmaktadır. Bestecinin 1970’de yazdığı Çocuk Parçaları, pek çok konservatuvarda müfredatın ayrılmaz parçalarından biridir.
Muhiddin Dürrüoğlu (1969)
Piyanist ve besteci olarak ulusal ve uluslararası birçok ödüle (Fransa Vakfı Ödülü, Paris Lutèce Akademisi “Müzikal Yaratıcılık” kupası, Belçika Güzel Sanatlar Akademisi “A. De Gref” ve “I. Fuerison” Ödülleri, Nany Philippart ödülü, Hulste-Belçika SABAM ödülüne sahip olan Muhiddin, oda müzikçisi kimliği ile de dünyanın dört bir yanından davet almıştır. Eserlerinin bazılarının sipariși “Ars Musica” ve “Juventus” gibi önemli Müzik Festivalleri tarafından verilmiș ve ilk seslendirilișleri yapılmıș, daha sonra “France Musique” radyosu gibi önemli yayın kurulușlarında yayınlanmıștır. Uluslarası üne sahip müzisyenlerle “Ensemble Kheops”u kurmuș ve bu grupla çıkarttığı albümler Diapason, Crescendo, Classique Info, Gramophone ve MusicWeb Int. gibi dergilerden mükemmel kritikler almıştır. CD’leri, Pavane, Cyprès, Kalidisc, René Gailly, Talent, Megadisc ve Fuga Libera firmalarında yayınlanmıştır. Ayrıca, Brüksel Kraliyet Konservatuvarı’nda Oda Müziği profesörüdür.
Serenad Bağcan
Bütün ailesi müzisyen olan sanatçı, çocukluğundan beri müzikle iç içedir. Koro ile bağı, Ankara Çocuk Korosu başlamış, TRT Ankara Radyosu Gençlik Korosu ile devam etmiştir. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan Serenad Bağcan, üniversite döneminde de müzik çalışmalarına ara vermeden devam etmiştir. Şu anda profesyonel olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu Alto sanatçısı olarak görev almaktadır. Anadolu Selen Oda Korosu, Orfeon Oda Koroları yurtiçi ve yurtdışında başarılı konserler vermiştir. Kimi zaman solo olarak da yer aldığı bu konserler, izleyici tarafından büyük övgü kazanmıştır. Koro içerisinde alto grubunda yer almasına rağmen, solo partilere hakim olması, koro önünde zaman zaman solo partileri de seslendirmesini sağlamıştır. Eserleri yorumlarken içselleştirerek icra etmesi, yorumculuğunda ön plana çıkmış bir unsurdur. Uzun yıllar Klasik Batı Müziği tarzında eğitim alarak bu tarz korolarda yer almasına rağmen ailesinin geniş perspektifli müzik yapısından dolayı Türk Halk Müziği eserlerini de oldukça başarılı yorumlamaktadır. Bu iki türü sentezlemesi ile kendine has bir stil yaratmıştır. Müziğin pek çok türünde yazılmış şarkıları icra etmesi sebebiyle repertuvarı geniş bir yelpazeden oluşmaktadır.
Sanatçı halen Devlet Çoksesli Korosunda sanat yaşamını sürdürmektedir.