Kırık kalplerin ilacı: Hüsnü Arkan Hüsnü Arkan’ın yeni albümü tam ondan beklenebileceği gibi, hiçbir sentetik ses barındırmıyor. Hiçbir sahte söz ya da duygu da...
Naim DİLMENER
Kırık kalplerin ilacı: Hüsnü Arkan
Büyük seslerdendir Hüsnü Arkan; ne söylerse söylesin dinletenlerdendir. Yıllar yılıdır yol/yordam gösterdi dinleyicilerine; hem kırık kalplerine ilaç oldu hem de dik ama dimdik durmalarını sağladı hayatın çok sık ayak burkan yollarında.
‘Kırık Hava’ yeni solo albümü. Yıllar önce başlamış, muhtelif biçimlerde ve muhtelif gruplarda sürmüş müzikal kariyerine, bir süredir tek başına devam ediyor. Dinleyici ve hayranları için pek fazla bir şey değişmedi. “O yeter ki söylesin, durmasın” der ve isterlerdi, o da durmuyor ve söylüyor.
Profesyonel anlamdaki müzik hayatı, Hezarfen adlı (kendi kurduğu) grubu ile başladı. Memleketin 12 Eylül günlerini ortaladığı yıllardı ama kanun ve nizam kimselerin peşini bırakmıyor, yalan/yanlış kesilen cezaları alınlara yapıştırmak için ense kovalıyordu. Her daim topluma karşı kendisini mesul hissetmiş Arkan da bu kovalamacaya (kesmek için değil ama) ara vermek için yurtdışına çıkmıştı ve grubunu da o yıllarda (1987’de, Hollanda’da) kurdu.
1990’da Şanar Yurdatapan’ın desteği ile ilk albümünü yaptı (‘Bir Yalnızlık Ezgisi’). 1993’te memlekete döndü ve Ezginin Günlüğü’ne katıldı. Hem kendisi hem de grup, ayrıldığı 2010 yılına kadar rüya gibi bir zaman geçirdiler. Birbirinden mühim albümler çıkmasına sebep oldu bu işbirliği. Bu sıralarda edebiyat ile de yakından ilgiliydi, yazdıklarını okurlara ulaştırmayı da başardı.
YEŞİL KİMİN YEŞİLİ
Ezginin Günlüğü, 1998
Ezginin Günlüğü’nden ayrıldıktan sonra ‘Solo’ adlı albümünü çıkardı. Ardından da ‘Yalnız Değiliz’i. Şimdi de ‘Kırık Hava’ ile devam ediyor yoluna.
Baştan sona bir bütünlük ve tutarlılık barındırır Arkan’ın yer aldığı (hemen hemen) her albüm. Bu özellikler hem müzikal olarak mevcuttur hem de resmettiği (ya da boyadığı) dünyanın kendisiyle ilgilidir.
Son albüm de böyle. Solo seyahatinde, belki içinden Ezginin Günlüğü de geçen ama tamamiyle farklı bir müzikal yapı inşa etti Arkan. Bu toprakların ses ve ezgilerinin de (ama abartmadan ve aklından/kalbinden geçenleri bozmayacak bir miktarda) dahil edildiği bu yapı, tamamiyle yeni. Ve tam ondan beklenebileceği gibi, hiçbir sentetik ses barındırmıyor. Hiçbir sahte söz ya da duygu da...
Hüsnü Arkan, Birsen Tezer'le sahnede.
‘Kırık Hava’ mütekâmil bir albüm. Cem Adrian, Birsen Tezer ve Rubato’nun konukluğu hem albümü zenginleştirmiş hem de (sıklıkla olanın aksine) bütünlüğünü zedelememiş, tam aksine desteklemiş.
Kırık Hava, Hüsnü Arkan / Ada
5/5
Albümün tamamı, ama boydan boya ve hiçbir şarkısı atlanmadan yıllar yılı dinlenebilir. Adrianlı (‘Gönül Yarası’) ve Tezerli (‘Öyle Bir Rüya’) şarkılar ise ömür boyu; en azından, ömrün kaldığı kadarında. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şiirinden bestelenmiş ‘Bölüşmek Şart’ı ise dinlemek yetmeyecek; her ama her şeyi kendilerine, yalnızca kendilerine isteyenlerin yüzlerine baka baka bir ağızdan da haykırılmalı.