Begüm Tarako'nun Zaferi: "Aklımın Oyunları" / Bekir Özgür Aybar - Milliyet
03.03.2013

 Begüm Tarako'nun Zaferi: "Aklımın Oyunları"

 
Bekir Özgür Aybar
 
Cihangir'e doğru yürüyorum. iPod'umda Begüm Tarako'nun "Aklımın Oyunları" isimli albümü dönüyor. Sırtımı Taksim Meydanı'na verip İstiklal Caddesi'ni sağ cephemde bırakmamla; Cihangir'e virajlanan yola sokuyorum kendimi. Kaldırımların bilmem kaç bin liralık araçlar tarafından izole edilmesine kızıp, güç bela yürüdüğüm anlarda kulağımdaki müziğin seviyesini daha da yükseltiyorum.
 
O kızgın anlarımda daha iyi anlıyorum ki; neresinden yol aldığı önemli olmayan albümlerden "Aklımın Oyunları". Tarzını kendisi belirleyen ve o karar kıldığı tarzın altını farklı taşlarla dolduran albümlerden yani. Sözlerin direktliği, sound'un endirektliğini merkeze doğu çekiştirirken, parçaların tümünde görülen stabil olmayan tavır; kulağınızda yol alıp giden ezgilerin sorunsuzluğuna dikkat çekiyor. Tüm bunlar olurken siz; intro'larda dağılan ya da dağılıyormuş hissi veren vokalin, outro'larda elektro gitar ve davul ağırlığında somut bir hal aldığını anbean soluyorsunuz. Aşırı yükleme yapmayan aşk yorumlamaları, hayata ve dünyaya daha fazla pencere açan betimlemeler; 1980'lerin, o yapıcı gerçekçiliğinden uzak ve tedirginliğin hayata dair olmayan olgularda hissedildiği döneminde dünyaya gözlerini açan birisi için oldukça şaşırtıcı.
 
Cihangir'e doğu adımlarımın sonuna geldiğimde, Begüm Tarako'yla buluşuyoruz. Bir yere oturup biraz soluklandıktan sonra albümden önce yaşadığı süreçlere kadar uzanan bir söyleşi rica ettiğimde beni kırmıyor ve "Elbette" diyor; Tarako. Hatta her detayı anlatıyor ve ben de karşımdaki insanın anlattığı her detayı ses kayıt cihazıma kaydetmekle kalmayıp, temel başlıklar halinde not defterime içselleştiriyorum. Babasının müzisyen kimliğinin üzerindeki etkisini, konservatuardaki eğitiminin müzikal yapısındaki artılarını, bir topluluk ile yol alabilmek adına uzun yıllar beklemesinin götürülerini bir bir anlatıyor. Tüm bu dönemleri öyle özenli anlatıyor ki Tarako; kahvemi yudumlama işlemini, dikkatinin dağılmaması için onun sözünü tamamlamasıyla senkronluyorum.
 
Röportajı o denli yaşıyor ki ünlü müzisyen; konu 2012'nin sonlarında yayınlanan Aklımın Oyunları'na geldiğinde gözleri doluyor. Titreyen ses telleriyle beklediği onca yılın ardından gelen albümünün heyecanını paylaşmayı sürdürüyor benimle. Gözlerim onun üzerinde. Elleri titriyor. Gülümserken dolan gözlerin nasıl bir gururu temsil ettiğini; yaklaşık bir buçuk metre ötemdeki insanın yüzünde yaşıyorum. Bu şekilde devam etmek gibi bir zorunluluğumuzun olmadığını ve röportaja ara verebileceğimi söylediğimde ise şu yanıtı alıyorum Tarako'dan: "Lütfen ara verme. Konuştukça daha iyi hissediyorum. Hem zaten pozitifliğin gözyaşları bunlar."   
 
Web sitene göz atan hemen hemen herkesin, "Aklımın Oyunları"nın zor süreçleri geride bıraktığını düşüneceğine eminim. Şimdiden bakınca albüme kadarki sürece dair düşüncelerin neler?
 
İlk şarkısını 1998'de yazmış ve bu albümün içinde bulunan birçok parçayı 2005'e kadar tamamlamış biri olarak Aklımın Oyunları'nın 2012'de yayınlanmış olması; elbette benim için uzun bir sürece tekabul ediyor. Senin o bahsini ettiğin web sitemde yazanlar ise; albümün yayınlanma sürecindeki uzun süreli döneme ek olarak yaşadığım kimi olumsuzlukları niteliyor.
 
Bu olumsuzluklara da bir paragraf açmalıyız o halde.
 
Elbette. Öncelikle hiçbir zaman solo olarak bir albümüm olsun istememiştim. Hep bir topluluğa ait olmak istedim. Bir grubum olsun düşüncesiyle hareket ettim; çünkü ben ensemble duygusuna aşık olan insanlardanım. "Öne çıkmalıyım"cı ya da "Merkezde ben bulanmalıyım"cı olmadım hiç. Dinlediğim müziklerin genel yapısı da bana yıllar içinde öğretti ki; müzik, topluluk içerisinde daha güzel bir hal alıyor. Fakat bunu bir türlü hayata geçiremedik. Birkaç defa grup kurduk; ama dağılmanın da önüne geçemedik. Sen de bilirsin ki; bir grup kurmak  4 - 5 günde yapılabilecek iş değil. En kısası 1 yıl sürdü. Buradaki 1 yıl; yalnızca grubun kurulma aşaması değil elbette. Bir yol belirliyorsunuz, provaları oluşturuyorsunuz ve tam bir ivme planlarken; gruptan kopuşlar yaşanıyor. Sonrasında, bu şekilde yol alamayacağımı anladım ve tüm bu müzikal çalışmalarımı biraz daha hızlandırabilmek adına, yoluma tek başıma devam etme kararı aldım. Topluluk olarak hareket etme konusunda erkenden pes ettiğimi düşünme sakın. (Gülüyor) İnan ki; elimden geldiğince o yolda ilerlemeye çalıştım; fakat hali hazırda bir yerlerde çalıyorsun, belli başlı sağlık sorunların oluyor, hayatında önemli bir yeri kaplayan insanları kaybediyorsun ve tüm bu zaman alan olumsuzluklara bir de grupla yaşanan sıkıntılar ekleniyor. İşte o zaman tek bir adım dahi atamadığını anlıyorsun.
 
Tek tabanca yol almaya net bir şekilde ne zaman karar verdin?
 
2007'de. Yalnızca Begüm Tarako olarak ilerlemeye ve yine yalnızca kendi parçalarımla var olmaya o yıl karar verdim. Çünkü o kadar çok problem yaşıyorsun ki; zamanla kimseyle muhatap dahi olmak istemiyorsun. Elbette bir de şu var: Ben çok kırılgan bir insanım. Örneğin; sen yarın şu sokakta bana selam vermeden yanımdan geçip gitsen; "Acaba ben ne yaptım da görmemezlikten gelindim?" diye düşünerek bütün gece uyuyamayacak potansiyele sahip biriyim. (Gülüyor) Seni bir düşündüren beni bin düşündürüyor.Tüm bu olumsuzluklardan demem o ki; yukarıda bahsettiğim döneme kadar yaşadığım tüm bu problemler; beni psikolojik olarak da yıprattı. Sonraki dönemde de (2007'den albümün yayınladığı 2012'ye kadar süregelen dönemi kastediyor) konservatuara başladım, yarı zamanlı işlerde çalıştım, bana kalan ufak zamanlarda da albüm projesiyle ilgilendim. Ama senin de tahmin edebileceğin üzere tüm bu süreci; epey uzun beklemelerle geride bırakabildim.
 
Tüm bu negatif gelişmeleri yaşarken "Tamam, bu iş olmayacak galiba" diye düşündüğün oldu mu?
 
Geçen sene bu zamanlar, tam olarak o dediğin cümleyi kurmuştum kendi kendime. Neredeyse tümüyle pes etmek üzereydim. Fakat Ada Müzik'le irtibata geçme şansım olunca; bir kez daha kendimi toparladım ve demolarımla birlikle Ada'nın yolunu tuttum. Önceki dönemde yaşamış olduğum olumsuzluklarla çelişircesine Ada Müzik'te herşey yolunda gitti ve kısa sayılabilecek bir zaman diliminde Aklımın Oyunları'nı bir yola sokmayı başardım.
 
Debut albümünü yayınlayan müzisyenler genellikle bir hedefin tam on ikiden vurulma sarhoşluğunu yaşarlar. Sende durum tam öyle değil. Hedefini tam elde edememişsin gibi geliyor bana. Sonuç olarak, yayınlansın diye uzunca bir süre beklediğin albümün tam karşımda. Üstelik de Ada Müzik gibi başlı başına bir kimliği olan plak şirketinin etiketini taşıyan bir albüm bu. Açıkçası burada seninle empati kuramadım. Bu konuda yardımına ihtiyacım var. (Gülüyorum)
 
İlk albümümün yayınlanmış olması elbette hedefin kendisiydi; ama yine de bununla ilişkili durumlar var. Örneğin ben; bu albümde bulunan şarkıları sahneye çıkıp insanlarla paylaşmadan hedefimi tam anlamıyla gerçekleştirdiğimi hissedemem. Benim için önemli olan albümün yayınlandıktan sonra rafta durması değil. Onun çalınması, bilinmesi ve adından söz ettirmesi. İşte bu kısma henüz geçebilmiş değilim. Bunu yapabildiğim zaman esas hedefimi elimde tutmuş olacağım.
 
Debut albümler için söylenen "dış müdahaleye en çok maruz kalan projeler" lafı meşhurdur. Bu olası dış müdahalelere karşı "Aklımın Oyunları" kendi gardını ne ölçüde alabildi? Daha açık sormak gerekirse, bu albüm; tıpkı çoğu ilk albümler gibi oradan oraya savrulan bir sound'a mı sahip?
 
Sana şu kadarını söyleyeyim; buna karışmayan tek yer Ada Müzik oldu. Önceki süreçte şarkılara karışmaya çalışıldı, sound'umla oynanmaya çalışıldı; fakat ben bunların hiçbirine izin vermedim. İnan ki; müdahalelere karşı çok savaştım. Ada'da ise sadece birkaç öneri oldu ve bu önerileri kibarca reddediğimde ardından bir ısrar ya da bir diretme yaşamadım. Benim şarkılarıma; bu yapılarıyla inandığımı anladılar. Düşünebiliyor musun: "Herşey Begüm'ün istediği gibi olsun. Eğer yanlış giden bir durum olursa ikinci albümünde oturur konuşuruz." dediler. Sence de müthiş bir tutum değil mi?
 
Evet kesinlikle öyle.
 
Hayatımda hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım. (Duraksıyor) İnanılmaz mutlu oldum o an ve sonrasında da süreci tam kontrolümle götürdüğümü söyleyebilirim. Albümün mix ve mastering'ini yapan Mert Aksuna'ya bu konuda çok şey borçluyum.  Sound konusuna gelince; istediğime çok yakın durduğunu belirtmeliyim. Ayrıca müzikal yapımın; ikinci albümümde ve hatta üçüncü albümümde daha da iyi olacağından eminim.
 
Bu noktada albümün üzerine sinen yapı üzerine de konuşalım derim. Şarkıların genelini Rock çemberine alabilmek adına elimde güçlü kanıtlarım var. Yine de gidebildiği kadar soft giden ve outro'larda bir ivme gösteren sert davul ve gitar tınıları göze çarpıyor. Aklımın Oyunları; senin gözünde nerede konumlanıyor?
 
Ben kategorilere biraz mesafeliyim açıkçası; çünkü sanatla alakalı hiçbir şeyin köşeli olamayacağını düşünüyorum. Lütfen şunu söylememe de izin ver: Şu kategori konusu, özellikle Türkiye'de tam anlamıyla çorba olmuş durumda. Yapılan şarkılara ya da albümlere Jazz, Rock, Blues yaftası kolaylıkla atılıyor; ama bu yaftaların; içerikle uyumu neredeyse hiç yok. Bir de hiçbir tarza adapte edilemeyenin Alternatif'e sokuşturulma durumu var malesef. Hal böyle olunca da formlar birbirine giriyor ve belli bir tarzı somutlayıp merkeze çekmek anlamsızlaşıyor. Aklımın Oyunları'na dönersek; çok genellendiğinde Rock, biraz daha detaya girildiğinde ise Caz, Akustik, Alternatif ve Elektronik tınıların göze çarptığı farkedilebiliyor. Hatta diğer albümlerimde daha da elektroniğe yaslanacağımı sana şimdiden söyleyeyim. Aslında hali hazırdaki bu albümümde de bu geçişin sinyalini vermiyor değilim.
 
Albüm yaklaşık olarak 2 ay önce görücüye çıktı. Bu süreçte albüm lansmanını da gerçekleştirdin. Elbette hala taze bir albüm var önümüzde; ama yine de sormak istiyorum: Aldığın geri dönüşler ne yönde?
 
Mükemmel diyebilirim. (Gülüyor) Çünkü sadece övgülere odaklanmıyorum. Gelen negatif eleştirilere de oldukça açık tutuyorum kendimi. Ulaşabildiğimiz müzik yazarlarından aldığımız yorumların ortalaması da beni mutlu eden bir zeminde durdu. Geri dönüşlerle ilgili asıl somut bir değerlendirme istiyorsan; bunu ancak klibimin yayınlanmasından sonra yapabilirim. Diğer yandan dediğim gibi müzikle uğraşanlardan ve profesyonel isimlerden aldığım tepkilerin geneli olumlu.
 
Video klip için hangi parçada karar kıldın?
 
Bu konuda yaptığımız bir ankette çıkan sonuç "Aklımın Oyunları" ve "Kelebek"'i işaret etti. Ama ben klip konusunda Yapboz'u düşünüyorum. Çünkü iTunes ve TTNet verileri "Aklımın Oyunları" ile "Kelebek"'in zaten öne çıkabildiğini bize gösterdi. Ayrıca albümün açılışında yer alan "Hile"nin; zor bir yapısı olmasına karşın benim en sevdiğim şarkım olduğunu da söylemeliyim. Bundan sonraki albümlerde; "Hile"nin yüklendiği akım üzerinden yol almaya çalışacağım. Bunun da tüyosunu vereyim sana. "Madem bu kadar Hile'nin üzerine titriyorsun; o halde neden klibi o parçaya çekmiyorsun?" diye soracaksın galiba. (Gülüyor)
 
Evet, hatta lafı ağzımdan aldın. (Gülüyorum)
 
Ben bir Bach hayranıyım. Bu nedenle klasik gitar; benim için en belirleyici enstrümanların başında gelir. Yapboz'da da gitara yaptığım vurgu ön cephede. Bu durum Yapboz'u klipleştirecek olmamda önemli bir etken. Diğer yandan yine Yapboz; Pop Rock'a yakın duran sound'u ve içinden geçtiğimiz mevsime yakın tavrı nedeniyle video klip konusunda öncelik buldu aklımda. Bir de ikili ilişkileri aşk temasında anlatan ve aşk temasını tavrının merkezinde konumlandıran biri olmadım hiçbir zaman. Fakat Yapboz böyle bir parça ve bu tür bir şarkının da tam mevsimidir diye düşünüyorum. Şunu da söyleyeyim; şarkıların büyük bir bölümünü klipleştirmeyi planlıyorum zaten. Çekeceğimiz videoların tümü televizyonda yayın şansı bulamayacak belki; ama günümüzde sosyal medyanın gücü var. Oradan istediğimiz kadar videonun yayınını kolaylıkla yapabiliriz.
 
Aklımın Oyunları'nın ardından bir lansman performansı gerçekleştirdiğinden bahsettik. Peki, albümle ilişkili olarak muhtelif şehirleri takviminde barındıran bir turnen olacak mı?
 
Elbette olacak. Hatta benim için albüm yayınlamanın tek önemli kısmı; konserlere çıkıp şarkılarımın canlı performansını sergilemektir dersem abartmış olmam. Bir turneye çıkmak; çekilecek ve televizyon kanallarında yayınlanacak kliplerden bile daha değerlidir, benim gözümde. Bu seviyede değer biçtiğim konserleri mutlaka gerçekleştireceğim.
 
 
 
Aklımın Oyunları'nda yer alan parçalar:
 
Hile
Aklımın Oyunları
Yapboz
Doğum Günü
Beyaz Kelebek
Girdap
Koza
Sözsüz 
 
Twitter / @BekirzgrAybar
bekirozguraybar@hotmail.com

SON EKLENEN 5 HABER

Begüm Tarako