Vova - Garmi Doç Ada Müzik etiketiyle müzik marketlerde ve dijital platformlarda yayında!
22.11.2019

 İNCE XARHAN’DAN KARANLIKMEŞE’YE GÜNEŞ DOĞARKEN

Şehrin meşakkatli hayatından bunaldığınızda kulağınıza bir ezgi düşer, o ezginin peşinden bambaşka bir coğrafyaya sürüklenirsiniz. Sizi alır götürür, uzaklarda bilmediğiniz bir tepenin üstüne yerleştirir, oradan gün doğumunu armağan eder size, artık hayatınızın fon müziklerinden birine kavuşmuşsunuzdur.
13 yıl evvel bize, Covele’nin tepesinden, İnce Xarxan’dan, Kaçkarlar’dan, Marsis’ten ve adını bilmediğimiz zirvelerden süzülüp gelmiş, saf, olağandışı, bugüne kadar bilmediğimiz bir şeyler söyleyen melodiler duymuştuk. O tepelerin ardındaki hayatın akışına eşlik eden imece, göç, yol ve yolculuk ezgilerini, hasretle kavuşmayı bekleyen Çoruh’la Karadeniz’in hikayesi gibi anlatıyordu.
Vova, Hamşetsu Ğhağ, Hemşin Ezgileri hayatımıza güzel bir selam verdi. Bizi bildiğimizi sandığımız yanıbaşımızaki bir coğrafyanın, derelerinin içindeki taşlardan süzdürüp, kızılağaçların arasına bıraktı. Yüksek dağların karlarını eritip, yaylanın koynuna attı. Gaz lambası ile aydınlanan sessiz gecelerimizin yoldaşı oldu.
Şimdi, 13 yıl sonra, kadim Hemşin vadilerinde yolculuğunu sürdürüyor Vova. Kaçkarlar’dan, Karanlıkmeşe’den, İnce Xarxan’dan, Bilbilan’a uzanıyor ezgilerin seyahati. Belki bir dere kenarında, belki bir yayla çayırında, belki de heybetli bir gürgen ağacının gölgesinde soluklanmıştı. Dinlenirken, Karadeniz’in yok olmaya yüz tutmuş dillerinden hikayeler biriktirdi. Dağ rüzgarlarını, dere sesini, inek çanını, çocuk oyunlarını, horon nidalarını, birbirini arayan sevgilileri, evinden ayrı düşenleri, evini yüreği gibi koynunda taşıyanların yüz yılların gürültüsü arasında dahi yitmeyen iç geçirişlerini... Kokuları sonra; ormanın, suyun, serin tepelerin, ateşin, odunun, yağmurun, taze ekmeğin kokusunu anlattı yine. Yolculuğun bu bölümüne Garmi Doç adını verdi Vova.

13 yılda yitip gidenler ne çok. Doğanın, insanın, yaşamın, kayıpları ne büyük. Dillerin, kimliklerin, bir arada ve özgür bir yaşam düşleyenlerin... Vova’nın nefesi; sınır tanımaz bir açgözlülükle talan edilen coğrafyamız ve bizler için, bir umut ve bir dost eli her şeyden önce. Bu ezgilerin dili, anlattıkları, duyumsattıkları ve gücü, bir memlekete zorla giydirilmeye çalışılan elbisenin dikiş yerlerine zarifçe isyan ediyor çünkü.
Vova; ‘kimdir’ demek Hemşince’de.
Kimdir?

Soruya, insanoğlunun en muhteşem edimlerinden biriyle, müzikle yanıt arıyor Vova. ‘Kimdir’ diye sormakla mevcut ve meşru yanıtları nezaketle görmezden gelerek ve asla kati bir cevaba sığamayarak yürüyor yolunu. Geleceğe bir hazine sandığı, iç burkan bir günlük, umutlu bir masal bırakıyor. Bu coğrafyanın birbirinden güzel dağ çiçeklerine benzeyen hikayeleri, insanları ve dilleri, sisler içindeki yayla evleri gibi yitip gitmesin diye.

Yol uzun. Patika zorlu. Neyse ki her daim sığındığımız ezgilerimiz var. Neyse ki o ezgilere nefes veren VOVA var.


SON EKLENEN 5 HABER