‘Türküleri duru bir dille aktarmayı görev bildi’ / PIRIL NUR TEMEL - BirGün
20.09.2013

 Ellerin kabesine inat kabesi insan olan Ruhi Su'yu oğlu Ilgın Su anlattı.

 
‘Türküleri duru bir dille aktarmayı görev bildi’
 
PIRIL NUR TEMEL

Ellerin kabesine inat kabesi insan olan Ruhi Su'yu oğlu Ilgın Su anlattı.
» Babanızın çocukluğu nasıl geçmiş? Müzikle nasıl tanışmış?
Birinci Dünya Savaşı'nın ortada bıraktığı çocuklardan bir tanesi olan babam,1912 yılında Van'da doğdu. Öksüz kalınca, bir onbaşı tarafından evlat ediniliyor ve o askerin peşinden Adana'ya gidiyor. Çocukluğu Toroslar'da geçiyor. Sonradan aile ona bakamadığı ve hatta eziyet ettiği için komşularca Fransızların kurduğu Darüleytam'a gönderiliyor. Adana Lisesi'ne başlıyorsa da dönemin başvekili Recep Peker'in emriyle bütün öksüz çocuklar, Halıcıoğlu Askeri Lisesi'ne gönderildiği için o da askeri okula gönderiliyor. Bu dönemde babam müzik eğitimi almak istiyor.

MÜZİK İÇİN ASKERİ LİSEDEN FİRAR
Ankara'daki bir müzik öğretmen okuluna gitmek istiyorsa da askeri lisedeki eğitimi buna engel teşkil ediyor. Müzik için askeri liseden firar ediyor ama o liseye babamı almıyorlar. Geri dönüyor. Firar ettiği için hapsediliyor. Sonraki zamanlarda babam, kendini çürüğe çıkarmaya çalışıyor. Öksüz olduğu için subaylar ona acıyor, her seferinde sağlam raporu veriyor. Durumu okul doktoruna anlatılıyor ve kulağı rahatsız raporu verilerek askeri liseden tard ediliyor. Önce Ankara'ya gidiyor. Öğrenci alımı olmayacak, deniyor ve Adana'ya dönüyor. Sonradan Ankara Öğretmen Okulu'na giriyor, 1936'da mezun oluyor. O arada yurda yerleştirilen her öksüz gibi o da evlendiriliyor. Öğretmenlik hayatı da 1936 itibariyle başlıyor. O yıllarda konservatuar yeni açılıyor ve babam öğretmen olarak konservatuarda okuyor. Konservatuarın Opera bölümünü birincilikle bitiriyor.
 
ALEVİ DEYİŞLERİNE TRT'DE SANSÜR
O zamanlarda Ankara Radyosu'nda "Türkülerle Ruhi Su" adıyla bir program yapıyor. Politik girişim ve düşünceleri sebebiyle önce radyodan atılıyor. Bu siyasi girişimler, söylediği Alevi türküleri. Operadaki rollerinden azlediliyor. ABD'nin dikte etmesiyle Ceza Yasası'nın 141. ve 142. maddelerinin cezai müeyyideleri ağırlaştırılıyor. Bu yüzden babam da 51-52 Tevkifatı Davası'ndan beş yıl hapis ediliyor; Ankara, İstanbul ve Adana cezaevlerinde yatıyor. 1958'de hapisten çıkıyor ve daha sonra sürgün yılları başlıyor. Ankara'ya dönünce nakliyat işinde bile çalışıyor. Babamı İstanbul'daki sinemacılar buluyor ve zaten aşinası olduğu film müzikleri yapma işine başladı. 1960 yılı itibariyle İstanbul'a taşındık. Babam, 1965-66'ya kadar Yapı Kredi Bankası'nın Halk Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği'nde çalıştı ama siyasi içerikli bulunduğu için yayınlanması durdurulan Bitmeyen Yol filminin müziklerini yaptığı için oradaki işine de son verildi. 1971-72'ye kadar gece kulüplerinde çalıştı. Daha sonra plakları çıktı babamın. Onların geliriyle geçindik.

‘SİYASİ ŞAKALARDAN UZAK DUR’
» 12 Eylül dönemi ile bugünü mukayese ederseniz bize ne söylersiniz?
12 Eylül, zamanına göre tasarlanmış bir baskı dönemiydi. O dönem halk yasaklara, eziyetlere zaten alışkındı. Baskı, 12 Eylül'ün gerekçesiydi. 12 Eylül'ün hakiki amacı, Türkiye'yi yeni liberal düzene sokup bunun politikalarının hazırlanmasıydı ve bu başarıldı. Bugün, 2013 yılına geldiğimizde de neoliberal dünyaya uyarlanmış bir baskı dönemiyle karşı karşıyayız. Ve mukayese edilmez biçimde, ikisi de ağır...
 
» Ruhi Su'nun oğlu olmanın hayatınıza etkisi ne oldu?
Ona yaşatılan baskılardan annem de ben de 'faydalandık'. Çocukken çok fark edilmiyor ama herkesle konuşmamamız, ilkokulda bile siyasi şakalaşmalardan uzak durmamız tembihlenirdi. Babam hapisten çıktıktan sonra yani 60'larda İçişleri Bakanlığı tarafından yahut MİT tarafından mahalle bakkalımız vasıtasıyla bile sürekli soruşturulduk, izlendik. Sonraki yıllarda senede bire indi bu soruşturma ve artık hayatımızın rutini halini almıştı. Soruşturmaların sonu babamı kaybettiğimizde geldi.
 
» Ruhi Su'nun pek çoklarının bahsettiği gibi bugün eşine rastlanmayan şekilde "araştırmacı türkücü" olmasının sebebi neydi?
Babam, halkın içinden geldiği için halka saygı duydu ve halka hizmet etti. Türkülerle yaşıyordu. Aldığı eğitim onu daha çok türkülerini derlemeye, öğrenmeye, öğrendiklerini de öğretmeye itti. Türküleri, arı ve duru bir dille aktarmayı bir görev bildi. Hem melodi olarak, hem de Türkçe olarak.
 

SON EKLENEN 5 HABER