Burhan Şeşen 'İyi bir şarkı yapınca ağlarım' / Radikal / Bahar Çuhadar
19.03.2011

'İyi bir şarkı yapınca ağlarım'

14/03/2011

Yılların müzisyeni Burhan Şeşen şarkılarını, enstrümanları, kitapları ve oğlu Serhan ile kızı Dilhan'ın fotoğraflarıyla dolu köşesinde yaratıyor

BAHAR ÇUHADAR

Bu alanda hangi vakitlerde çalışırsınız?
Gece veya sabah erken saatlerde çalışırım. Hem şarkıları burada yapıyorum hem de son dönemlerde fotoğrafçılığa dönüş yaptım. Yıllar önce Ses ve Hayat dergilerinde foto muhabirliği yapmıştım. Mizah programı ‘İyi Haberler’i yaparken Türkiye’yi gezme şansı elde ettim. Bir fotoğraf makinesi edindim, binlerce kare fotoğraf çektim. Photoshop’ları, edit’leri falan da burada yapıyorum. Onun dışında Serhan Şeşen Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği’nde bir stüdyomuz var. Orada da Gökhan Şeşen, ben ve Murat Güner çalışıyoruz.

Nasıl bir ortam olmalı?
Mutlaka bir sözlük olmalı, söz yazarken. Günlüklerim çok özeldir. 76’dan beri günlük tutuyorum. Hep okurum, onlar beni bazı çocukluğa götürür, bazı gençlik çağına. Eskisi kadar sık yazmıyorum ama hâlâ günlük tutuyorum. 30 sene öncesine dönüyorsunuz, çok garip geliyor. Mutlaka ekran temizleyicim olur. Yanımdaki ilk gitarım. Kapalıçarşı’dan 1974’de bir kürkçü dükkânından taksitle aldım. Bir İngiliz turist bırakmış. O zaman gitardan çok anlayan bir adam değildim. Erkan Oğur baktı, çok beğendi. Tesadüfen çok iyi bir gitar almışım. Çoğu şarkımı onunla yaparım. Diğerleri Serhan’ın gitarları.

Sözleri defterlere mi yazarsınız?
Bir sürü defterim var. Sonra bilgisayara geçiriyorum. İlk halinin üzerinde çok oynamam. Müzikleri önce telefonuma sonra basit bir düzenlemeyle bilgisayara kaydederim sonra da hard diske kaydederim ki kaybolmasın.

Dışarıda da çalışabilir misiniz?
Son albümde ‘Elimde Olsa’ diye bir şarkı var, onu sabaha karşı yapmıştım. Bazen rüyanda bir melodi duyarsın, sabah aklımda kalır diye düşünürsün ama kalmaz. İlk defa ben o şarkıda kalkmış ve kaydını yapmışım. Onu sonra şarkı haline getirdim. Tabii dışarıda da oluyor, trende yapıyorsun, uçakta yapıyorsun.

Bu odanın müziği nedir?
Sabahları klasik müzik çalar. Akşam da caz ağırlıklı şeyler dinlerim.

Yeni bir sözü ya da parçayı ilk kime dinletirsiniz?
Yaptığım şarkıyı ilk kendim dinlerim, iyi bir şarkı yaptığım zaman hemen ağlarım. Ne güzel, ortaya güzel bir şey çıkmış diye. Tabii ki öncelikle ağabeyime dinletiyorum. Kızıma dinletirim, genellikle dalga geçer ama…

İlk kez topluluk karşısında şarkı söylediğinizde kaç yaşındaydınız?
Diyarbakır’daydık, sekiz yaşındaydım. Okulla ilgili bir şeydi. Ufacıkken düğünlerde falan şarkılar söylerken fotoğraflarım var.

Silmek istediğiniz bir işiniz var mı?
‘Gibi gibiyim’in klibi! Gökhan, ben ve amcanın olduğu bir klipti. Başında yazılar akıyor, ‘Buradaki kişilerin gerçekle ilgisi yoktur’ diye… Gökhan’la benim üzerimizde turuncu birer çöpçü kıyafeti... Rezaletti! Çok güleriz ona. Üçümüz için de faciadır.

Para kazanmak için işinizden en ilgisiz ne yapmışsınızdır?
Yıllar önce Gökhan’a toz şeker ve kesme şeker sattık, 20’li yaşlarda. Müzikten önce bir Skoda kamyonetin arkasında pazarlarda portakal sattık. Onun dışında fotoroman çektim. Birinde İlhan İrem’le Pembe Mutlu oynuyordu. Şöyle başlıyor sahne, Kilyos’ta deniz kenarında bir piyano... Kimse inanmıyordu ama piyanoyu taşıdık Kilyos’a. Yangın söndürme aletiyle duman yaptık.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1042842&Date=19.03.2011&CategoryID=41
 


SON EKLENEN 5 HABER